RUH NEDİR?
Ruh, insana hayat veren ve onu düşünen, anlayan, idrak eden bir kişi hâline sokan maddî olmayan, ölümsüz varlıktır. Can, nefes, öz, nefis, ilham… Kısacası ruhlar, bedenlenmeden önce bu olağan üstü kabiliyetlerle donatıldı. Karar vermeyi, şuuru ile fark etmeyi, vicdan ile olayları muhakeme etmeyi, hayaller kurmayı, bilgileri hafızasına toplamayı, sevmeyi, nasıl tekâmül edeceğini öğrendi.
Tanrı tarafından tüm ruh varlıklarına öğretilen tekâmül gerekliliklerini küllî irade veya evrensel yasalar olarak tanımlayabiliriz. Bu yasaları öğrenen bütün ruh varlıkları, bedenlenme yani insan formuna geçerken Tanrı’ya irade gerçeği ile dünya hayatı içerisinde daima yasalara uygun davranarak tekâmül edeceklerine ve tekâmül etmekle de kalmayarak “ölümsüz olmayı” seçeceklerine söz verdi.
Ruh bedenlendikten sonra eli ile tutmayı, gözü ile görmeyi, ayağı ile yürümeyi, kulağı ile işitmeyi, bu faaliyetler içerisinde kalbinin de devamlı olarak yoklanacağını doğmadan önce net bir şekilde biliyordu. Bedende bulunduğu sürece ruhun faaliyetleri bedenle sınırlıdır. Beden sadece ruhun istediğini yapar, çünkü irade gerçeği başlı başlına bir harikadır. Reddetmek, ayırmak, istemek, karar vermek bedenimizin yapacağı işler değildir. “Ruh ne isterse beden onu yapar.” bu nedenle ruh hep en doğruyu bilir ancak Tanrı, kalplerin yoklanacağını da bize bildirmiştir. Cüzi irade dediğimiz bu alanda Allah, ruhun dünya içerisinde aşırı zihin faaliyeti ile yani başka bir deyişle kalbinin yoklandığı anları duymazdan gelerek seçim yapmasının, kişiyi yanlış tarafa götürebileceğinin altını çizmiştir.
Yaratıcı ruhları yarattıktan sonra onlara mutlak güvenmiştir ve kalubelada ruhların kendisine vermiş olduğu sözleri yerine getirmelerini büyük bir sabır ile beklemektedir…
“Kalubelada yaratılan tüm ruh varlıkları tanrıya tekâmül edeceğiz sözü verdiler.”
Ben Azərbaycandan sizi izliyorum sizin soylediniz ruh hakkdan sora içimde ruhumu hiss edirem gosumun ortasinda sanki onunla konuşuram bilmiyorum nedenen